Nepotizm, kelime anlamı olarak, bir kişinin kamu ya da özel sektörde, sahip olduğu gücü veya yetkiyi kullanarak akrabalarını veya yakınlarını kayırması, onlara ayrıcalık tanımasıdır.
Bu terim, Latince’deki “nepos” kelimesinden gelir, anlamı “yeğen”dir. Nepotizm genellikle liyakat ve yetkinlik yerine akrabalık bağlarının ön plana çıkarıldığı durumlar için kullanılır.
Nepotizm, yani torpil, maalesef günlük hayatımızın bir parçası haline gelmiş durumda. Bir iş yerinde ya da kurumda, işi hak eden biri varken patronun yeğeni ya da kuzeninin terfi alması hepimizin sinirini bozmuştur.
Kimse açık açık söylemese de bu tür kayırmalar iş hayatının sessiz krizlerinden biri. Peki neden bu kadar yaygın?
Öncelikle, insanlar güvene ve tanıdıklığa önem veriyor. Patronlar ya da yöneticiler, ailesinden birini işe alarak daha güvenilir bir ortamda çalıştığını hissediyor. Yani işi bilen birini almak yerine, işleri kontrol altında tutma arzusu ağır basıyor.
Ama bu kısa vadede huzur verse de uzun vadede iş yerindeki motivasyonu bitiriyor. Çünkü gerçekten yetenekli olan insanlar, hak ettikleri yerde olamadıklarını görünce ya verimlerini düşürüyor ya da başka bir yere gidiyorlar.
Bir de işin kültürel boyutu var. Bizde “ahbap-çavuş ilişkisi” denilen şey aslında toplumun içine işlenmiş bir alışkanlık. Bu durum, liyakat yerine tanıdıklığın öncelik kazandığı bir sistem yaratıyor. Üstelik bu sadece iş dünyasında değil, siyasetten sanata kadar her alanda karşımıza çıkıyor.
Ama ne yazık ki uzun vadede nepotizmin bedeli ağır oluyor. Yetkin olmayan kişiler kilit pozisyonlara geldiğinde, verim düşüyor, yenilikçi fikirler değer görmüyor ve işin kalitesi giderek azalıyor.
Bu döngü kırılamadığı sürece de “Torpil var mı?” sorusu hep bir gölge gibi üzerimizde dolaşmaya devam edecek.
Sonuç olarak, nepotizm kısa vadede bazılarına avantaj sağlıyor gibi görünse de, uzun vadede hem kişilere hem de kurumlara zarar veriyor.
İlgili yazılar:
Nizamettin Gümüş sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.